24 Haziran 2021 Perşembe

Çocuklarınızı Televizyondan Uzak Tutun!


Televizyonun Çocuk ve Psikolojisi Üzerindeki Tesirleri

Büyüklerimiz hep ne der televizyon yokken muhabbet çoktu. Anımsar mısınız ben belli belirsiz anımsıyorum semtteki hanelerde tek tük siyah beyaz televizyonların olduğu o küçük ekrana bütün semtlinin kilitlendiği Dallas’ı izlediği ve İstiklal Marşı ile televizyonun kapandığı…

Biz mutlu çocuklardık. O zamanlar kaçırılıp öldürülen çocuklar yoktu. Uzuv mafyası yoktu veyahut biz bilmezdik. Sokaklar çocuklarındı. Akşam ezanı ile çocuklarına haneye girmeleri istikametinde bağırmaya başlayan anneler cevaben çocukların klasik sözü ‘Anne 5 dakika daha’…bizim beş dakikalarımız hiç bitmezdi. Ağaç tepesinden, topun hemen peşinden, kedi kovalamaktan, topaçla oynayıp, bilyede yenilmekten evcilik oynamaktan, körebe, saklambaç, yakan top, istop, çay-kahve-gazoz oynamaktan daha ehemmiyetli hiçbir işimiz yoktu bizim.

Çocuklar herkesi tanırdı karşı komşunun evine gelen konuğu, Ayşe teyzenin ne kadar süt aldığını, Hacı Hasan’ın kızının ne vakit düğün yapacağını çocuklar kesin bilirdi.

Bizim çocukluğumuzda bütün çocuklar mucitti. Hayalperesttiler. İki yastıktan hane yapmanın bir ağaç dalından gemi yapmanın, bir borudan silah yapmanın keyfini ancak onlar sürdü.

Vaziyetin vahametini yalnızca televizyonla sınırlamak gerekirse bir çocuk aklı erdiği andan itibaren kendisine hiç seslenilmediği sürece tam 10 saat duraksız televizyon izleyebilirmiş. Bir insan ömründen çalınan koca bir 10 saati düşünebiliyor musunuz? Askında çocukları suçlamamak gerek zira onların rol modelleri biziz. Biz ne yaparsak onu yapıyorlar. Son ne zaman çocuğunuzla dışarı çıkıp onunla top oynadınız, çimenlerde yuvarlandınız,  son ne vakit o sizinle oynamayı istediğinde ‘git salonda televizyon izle çizgi film vardır’ demek yerine yemek yapmayı bırakıp onunla dışarı çıktınız?

Içki gibi sigara gibi madde bağımlılığı gibi önüne geçilmediği takdirde ekran bağımlılığı küçük yaşlarda başlayıp can verene dek sürebiliyor. Üstelik sadece gözlerini değil vücudunu ruh halini kişiliğini de yanlış istikamette etkiliyor.

Çok sık duyduğunuz bir hikâye anlatacağım. Deneyimle sabit olup doğumuna bile tanık olduğum yeğenim daha küçücükken televizyon izlemeye alıştı. Sabah kalkıp yüzünü bile yıkamadan televizyon karşısına geçen yavru bütün gününü bütün gecesini bir televizyon koltuğunda geçirmekten rahatsız olmazdı. Yemeğini televizyon karşısında yer, kıyafetini televizyon karşısında giyer, ilacını suyunu meyve suyunu hep televizyon izlerken içirirlerdi. Anne baba yanlış yaptıklarını anladıklarında çocuk artık 5 matemindeydi ve televizyonda izlediği ne kadar şiddet muhtevalı film varsa hepsini yaşıtları üzerinde kullanmaya başlamıştı.  Ve belirtiler bununla hudutlu değildi. Konuşma bozukluğu, uyku bozukluğu, sokağa çıkıp temiz hava solumadığı için ciddi rahatsızlıklar, yeme bozukluğu ilerleyen vakitlerde görülen asosyallik ve en ehemmiyetlisi kendini dile getirememe özgüven eksikliğinin alt yapısı artık çoktan hazırdı.

Korktunuz mu? Korkun. Ve sevdiğiniz tanıdığınız ne kadar çocuk varsa onlarla oyun oynayın. Kendilerine güvenmelerini, dile getirmelerini, özgün fikirler bulmalarına yardımcı olun.

Dünyaya büyük bir iyilik etmiş olursunuz.





 


EmoticonEmoticon